Usame b. Zeyd'in (r.a.) naklettiğine göre: Hz. Peygamber (a.s.): "Müslüman, kâfire, kâfir de müslümana mirasçı olamaz" buyurmuştur. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3027
İbn Abbas'ın (r.a.) anlattığına göre: Hz. Peygamber (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Miras paylarını, Kur'an'da bildirilen sahiblerine veriniz. Bu paylardan geriye bir şey kaldığında o, baba tarafından en yakın olan erkeğe aittir." Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3028
Cabir b. Abdullah (r.a.) şöyle anlatmaktadır: Hasta olmuştum ve Hz. Peygamber ile Ebu Bekr bana hasta ziyaretine geldiler. Ben bayıldım. Hz. Peygamber abdest aldı ve abdest suyundan benim üzerime döktü. Bunun üzerine ayıldım. Kendisine: Ey Allah'ın Resulü! Ben, malım hususunda nasıl davranayım? diye sordum. Hz. Peygamber (a.s.) bana Senden fetva istiyorlar. De ki: Allah size kelâle (babası ve çocuğu olmayan kimse) hakkındaki hükmü şöyle açıklıyor...şeklindeki miras ayeti indirilene kadar bir cevap vermedi. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3031
Berâe b. Azib (r.a.); Kur'an'da en son inzal edilen ayet: Senden fetva istiyorlar. De ki: Allah size kelâle (babası ve çocuğu olmayan) hakkında şöyle fetva veriyor...ayetidir demiştir. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3036
Ebu Hureyre'nin (r.a.) anlattığına göre: Allah Resulü borçlu iken ölen kimselerin cenazesine geldiğinde, bu kişinin borcunu kapatacak bir mal bırakıp bırakmadığını sorar, eğer o kişinin borcunu ödeyecek bir şey bıraktığı söylenirse cenaze namazını kılardı. Aksi takdirde: "Arkadaşınızın namazını kılınız" buyururdu. Sonraları Allah kendisine birçok fetih ve zafer nasip edince: "Ben bütün müminlere kendi canlarından daha yakınımdır. Bu yüzden artık borcu varken ölen kimsenin, o borcunu ödemek bana aittir. Bir kişinin geriye bıraktığı tereke ise mirasçılarına aittir" buyurmuştur. Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 3040